Zeynep ve Buğra’nın Optimist Yelken Macerası Başlıyor

Okuma Süresi 4 dakika

Son güncelleme tarihi 5 Mayıs 2024 by Ertuğrul Müyesseroğlu

Bir Pazar sabahı güneş, İstanbul’un tarihi Haliç kıyısına altın ışıklarını saçarken, 9 yaşındaki Zeynep Berru ve 8 yaşındaki kardeşi Halil Buğra, anne ve babalarıyla birlikte keyifli bir yürüyüşe çıkmışlardı. Masmavi deniz havası ciğerlerini doldururken, neşeli sohbetleri etraftakilerin de yüzünde tebessüm oluşturuyordu.

Yürüyüş sırasında, Zeynep ve Buğra’nın dikkatini bir anda renkli yelkenleri rüzgarda dalgalanan küçük yelken tekneleri çekti. Tekneler adeta denizin üzerinde süzülüyor, özgürce uçuyor gibiydiler. Kardeşler meraklı gözlerle teknelere bakarken, yanlarına güler yüzlü bir adam yaklaştı. Bu, Haliç Fırtınası Yelken Kulübünün hocası Salih‘ti.

Yelken Tutkusu Başlıyor..

Salih, öncelikle kendisini tanıtarak başladı: “Merhaba! Ben Salih, Haliç Fırtınası Yelken Kulübünün hocasıyım. Bu güzel havada denizin tadını çıkarırken, yelkenli teknelerimizi fark ettiniz çocuklar değil mi?”

Heyecanla devam etti: “Gördüğünüz bu küçük teknelerin adı optimist yelkendir. 7 ila 15 yaş arası çocuklar için tasarlanmış, dünyada en çok kullanılan yelkenli tekne türüdür. Rüzgarın gücüyle denizin üzerinde süzülmenizi sağlayan hem çok heyecanlı hem de oldukça keyifli bir spordur.”

Salih, ailenin de dikkatini çekerek: “Siz de ister misiniz bu güzel havada bu keyifli sporu denemek? Eğer isterseniz Optimist Yelken hakkında kulübümüzde size daha fazla bilgi verebilirim dedi.”

Gözlerinde parıldayan bir ışıkla Zeynep ve Buğra, “Evet!” diye haykırdılar. Anne ve babaları da bu heyecanı paylaşarak Salih’e onay verdiler. Bu yeni maceraya atılmaya hepsi hazırdı.

Salih, tüm ailenin coşkusunu görünce gülümsedi ve kulübe doğru yürümeye başladı. Bu, unutulmaz bir yelken macerasının başlangıcı olacaktı…

Fatih Belediyesi Kano ve Kürek Sporları Merkezi

Salih, tüm aileyi Haliç Fırtınası Yelken Kulübüne götürdü. Kulüp, Haliç’in kıyısında yer alan, mavi ve beyaz renklerle boyanmış neşeli bir binaydı. Etrafta yelkenli tekneler ve ekipmanlar vardı, kulüp binasının pencerelerinden ise masmavi deniz manzarası görülüyordu.

Salih, kulübü gezdirirken kulübün tarihçesini, kullanılan ekipmanları ve optimist yelken teknelerinin çalışma prensiplerini anlattı. Zeynep ve Buğra, Salih’in anlattıklarını heyecanla dinliyor ve her şeyi öğrenmeye çalışıyorlardı. Anne ve babaları da bu spora olan ilgilerini gizleyemiyorlardı.

Bu sırada Zeynep ve Halil’in suda süzülürken gördüğü yelkenliler kulübün iskelelerine yanaştı. Teknelerini hızla çıkartan genç sporcular meraklı bir şekilde hocalarının yanına geldi.

Salih Hoca, Zeynep ve Buğra’yı yanına gelen ve takım kaptanı olan Taha başta olmak üzere diğer yelkenciler Azra, Zehra, Aslan ve Emirhan ile tanıştırdı. Taha, Zeynep ve Buğra’ya kulüpte hoş geldiniz diyerek onları selamladı.

Optimist Yelken Takımı Sporcuları

Denizde gördükleri tekneleri kullanan sporcularla tanışmaları Zeynep ve Buğra’nın heyecanını bir kat daha arttırdı.

Salih, Zeynep ve Buğra’ya ilk ders için ertesi gün kulübe gelmelerini söyledi. Çocuklar heyecanla “Tamam, Salih Hocam!” diye cevap verdiler. Anne ve babaları da bu spora olan ilgilerini gizleyemiyorlardı ve çocuklarını destekleyeceklerini söylediler.

Ertesi gün güneşli bir sabah, Zeynep ve Buğra Haliç Fırtınası Yelken Kulübüne gitmek için sabırsızlanıyorlardı. Yelkenleri nasıl açacaklarını, rüzgarı nasıl kontrol edeceklerini ve dümene nasıl hakim olacaklarını hayal ediyorlardı.

Kulübe vardıklarında Salih Hoca onları kapıda karşıladı. Gülümseyerek “Günaydın çocuklar! Yelkenci olmaya hazır mısınız?” diye sordu. Zeynep ve Buğra da büyük bir coşkuyla “Evet, Hocam!” diye cevap verdiler.

Salih, kulüpte bulunan diğer çocuklarla birlikte sınıfa geçmelerini söyledi. Sınıfta hocalarını beklerken Zeynep ve Buğra’nın endişe ile karışık heyecanını gören Azra ve Zehra, merak etmemelerini ve onlara yelken derslerinde yardımcı olacaklarını söylediler. Aslan ve Emirhan ise kulübün kurallarını ve yelkencilik jargonunu da biz öğretiriz diyerek Zeynep ve Buğra’nın endişesini gidermelerini sağladı.

Sınıfa gelen Salih hoca, Zeynep ve Halil için ilk önce kişisel güvenlik ekipmanlarını tanıtıp bunları nasıl kullanmaları gerektiğini anlattı. Akabinde Optimist Yelken teknesinin donanımları hakkında bilgiler veren Salih hoca. Son olarak Rüzgar yönlerini ve Yelken seyirlerini izah etti.

Sınıf dersini bitiren Salih hoca, tüm çocuklara teknelerini hazırlayıp can yeleklerini ve yelkenci kıyafetlerini giymelerini söyledi.

Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, Salih Zeynep ve Buğra’yı optimist yelken teknelerine bindirdi. Salih, yelkenleri nasıl açacaklarını, rüzgarı nasıl kontrol edeceklerini ve dümene nasıl hakim olacaklarını tekrar hatırlattı. Zeynep ve Buğra, tüm bu öğrendiklerini pekiştirmek için sabırsızlanıyordu.

İlk Yelken Deneyimi: Rüzgarla Mücadele ve Özgürlüğün Tadı

Zeynep ve Buğra, ilk yelken denemelerinde oldukça zorlandılar. Tekneyi dengede tutmak, rüzgarı yakalamak ve iskotayı ayarlamak düşündüklerinden daha zordu. Birkaç kez rüzgarı yakalamayı başardılar, birkaç kezde düşme tehlikesi yaşadılar elleri ve kolları yorgunluktan ağrımaya başladı. Pes etmek üzereyken, Salih’in cesaret verici sözleri ve ailelerinin onları izlerkenki destek dolu bakışları onları motive etti.

Haliç Fırtınası Yelken Kulübü

Kısa süreli de olsa rüzgarın etkisiyle denizin üzerinde süzülmeye başladıklarında, Zeynep ve Buğra inanılmaz bir özgürlük ve mutluluk hissettiler. Etraflarındaki martıların süzülüşlerini izliyor, ılık esintiyi ve denizin serinliğini hissediyorlardı. Yelken yapmak, sadece bir spor değil, aynı zamanda doğayla iç içe olma ve unutulmaz anılar biriktirme fırsatıydı da onlar için.

Gün batarken, Zeynep ve Buğra yorgun ama mutlu bir şekilde kulübe geri döndüler. İlk yelken deneyimleri, hem zorlayıcı hem de unutulmaz bir macera olmuştu. Zorluklar onları daha da hırslandırmış, yelken yapma tutkularını pekiştirmişti.

Yelken Yarışları Hayali ve Denizci Ruhu

Salih Hoca, onları tebrik ederek “Çok iyiydiniz çocuklar! Yelkencilik yeteneğiniz var. Düzenli olarak gelip antrenman yaparsanız, ileride optimist yelken yarışlarında bile yer alabilirsiniz.” dedi. Zeynep ve Buğra, Salih Hoca’nın bu sözlerine çok sevinmişlerdi. Artık hayallerine yelken yarışlarına katılmakta eklenmişti.

Zeynep ve Buğra’nın hikayesi bize, hayallerimizin peşinden gitmenin ve pes etmeden denemeye devam etmenin önemini hatırlatıyor. Zorluklar karşısında yılmadan mücadele etmek, bizi daha da güçlü ve motive hale getiriyor. Yelken yapmak gibi bir spor, sadece bedenimizi değil, ruhumuzu da besler ve bize özgüven verir. Herkesin içinde bir denizci ruhu var. Yeter ki cesaretimizi toplayıp rüzgarın bizi nereye götüreceğini görelim.

Ertuğrul Müyesseroğlu

Evli ve iki çocuk babası olan Ertuğrul Müyesseroğlu, profesyonel iş hayatında dijital pazarlama danışmanlığı ile eğitmenlik yapmaktadır. Aynı zamanda kendisi ve iki çocuğu da lisanslı yelken sporcusudur. Dijital pazarlama ve eğitmenlik deneyimi ile yelken sporu bilgisini bir araya getiren Ertuğrul Müyesseroğlu, Yelken sporunun gelişimine katkı sağlayabilmek amacıyla Optimist Yelkenli Eğitimine yönelik içerikler üretmektedir. Aynı zamanda optimistyelkenliegitimi.com sitesinin kurucusudur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir